Neden Temel Bilim

-A +A

Temel bilim teorik ve matematiksel yöntemlerle, gözlem ve deneylerle doğanın gizemlerinin anlaşılması yönünde temel gerçeklerin ortaya konulduğu ve yeni bilgilerin üretildiği bir uğraş alanıdır.

Temel bilimin itici gücü meraktır, doğanın gizemlerini merak etmektir. Yüzyıllar boyunca devam eden bu değerli merak, birçok nesilden harika insanların yoğun çabalarıyla bilinmeyenlerin bilinenlere dönüşümünü sağlamış ve insanlığın hizmetine sunmuştur.

Temel bilimin ana hedefi doğanın işleyişini anlamaktır. Bu hedefe giden bütün yollar meraktan geçer. İnsana doğanın işleyişiyle ilgili en zor soruları sorduran meraktır, zaman zaman bu sorulara yanıt bulduran da meraktır.

Temel bilimin ürettiği bilgilerin pratik sonuçlarını önceden kestirmek oldukça zordur. Ayrıca bu bilgiler pratik sonuçlar amacıyla üretilmemektedir. Öte yandan temel bilimin ortaya koyduğu buluşların pratik sonuçları dünyayı ve insanın refah düzeyini inanılmaz derecede değiştirmiştir.

Refah daima ilham kaynağıdır. Fakat refah temel bilgi üretim mekanizmasını belirlememektedir.


“İhtiyaç gereği doğanın yasalarını bulmak mümkün değildir. Bilinmeyen yasaların refaha dönüşümü de yoktur.”


Bugün dünyanın yörüngesinde dolaşan ve yaşamımızı her alanda kolaylaştıran çeşitli yapay uydular Newton’un aklının ucundan bile geçmemiştir. Newton sadece gezegenlerin Güneş etrafında hareketinin nedenini merak etmiş ve söz konusu uyduların hareketini tanımlayan gök mekaniğinin temelinde yatan evrensel kütle çekim yasasını ortaya koymuştur.

Elektromanyetizmanın doğasını merak eden Faraday, elektromanyetik indüksiyon olayını keşfetmiştir. Bu fiziksel olaya dayanılarak üretilen elektro-jeneratörlerin endüstriyel kalkınmaya katkısı, bugüne kadar temel bilime yapılan bütün yatırımların ötesine geçmiştir. 

Bizden yüzlerce yıl önce yaşayan insanlar da gelişmiş iletişim araçlarına sahip olmayı elbette isterlerdi. Fakat bunun için Maxwell’in elektromanyetik dalgaları öngörmesini, Hertz’in ise bu dalgaları gözlemlemesini beklemek gerekiyordu.

Thomson elektronu keşfetmiştir. Elektronun doğasını merak etme çabaları kuantum mekaniğine yol açmıştır. Günümüzde yanımızdan ayırmadığımız, milyarlarca transistör içeren dizüstü bilgisayarlarımız ve akıllı telefonlarımızın bilimsel-teknik zemininde elektronun doğasının anlaşılması yatmaktadır. Elektronsuz elektronik endüstrisi, kuantum mekaniksiz transistör devrimi düşünmek olur muydu?

Henry Bragg proton ve diğer ağır iyonların madde ile etkileşimini merak etmiş ve bu parçacıkların enerji kaybının belirgin olarak yolun sonunda gerçekleştiğini keşfetmiştir. ‘Bragg tepesi’ olarak bilinen bu fiziksel olaydan yola çıkılarak bugün dünyanın dört bir yanında çağın hastalığı kanseri yenmek için hadron terapi merkezleri kurulmaktadır.

Merakın itici gücüyle üretilen devrimsel temel bilgiler, yaşamın moleküler düzeyde işleyişine ışık tutmaktadır. Bu bilgilerin kanseri yenme çabalarında inanılmaz önemi vardır:

Elizabeth Blackburn DNA üzerine yaptığı çalışmalarında kromozomların uç kısmında bulunan kısa yapıları merak etmiş ve ‘telomer’ denilen bu yapıların (tekrarlanan DNA dizisinin)  hücre bölünmesi sırasında kromozomları koruduğunu keşfetmiştir. 

Aziz Sancar bir hücrenin moleküler düzeyde nasıl yaşadığını uzun yıllar merak etmiş ve sonuç olarak morötesi ışınlardan zarar gören DNA için hücrede var olan temel bir onarım mekanizmasını keşfederek ana vatanı Türkiye’yi ve bütün Türk Dünyası’nı onurlandırmıştır.

Benzer örneklerle uzun bir liste oluşturmak mümkündür. Özetleyecek olursak, aşağıdaki hususların ısrarla öne çıktığı görülmektedir:

  • Temel bilimin dünyayı değiştiren buluşları ihtiyaç gereği ortaya konulmamıştır; doğanın gizemlerini merak edenlerin zihinsel ürünleri olarak ortaya çıkmıştır.
     
  • Bu buluşlar uzun yılların yoğun zihinsel emeğiyle üretilen bilgilerin genelleştirilmesi sonucunda ortaya konulmuştur.
     
  • Bu buluşları ortaya koyanlar çoğu zaman pratik sonuçları önceden kestirememiştir. Pratik sonuçlar zamanla ortaya çıkmış ve dünyayı değiştirmiştir.
     
  • Merakın itici gücüyle üretilen bilgiler hiçbir zaman kısıtlanmamalıdır. Bu bilgiler daima güçtür.

Temel bilimin ürettiği bilgiler geçmişten günümüze bütün toplumların gelişmişliğinin göstergesi olmuş, endüstriyel kalkınmalarının zeminini oluşturmuştur. Dünyada geliştirilen bütün teknolojilerin zemininde temel bilimin ortaya koyduğu doğanın yasaları yatmaktadır.


“Daima yenilikçi fikirlerin kaynağı olan temel bilim, bir toplumun gelişiminde mükemmeliyet ölçeği,  genel kültürünün ve entelektüel birikiminin ayrılmaz bir parçasıdır.”